22 Kasım 2009 Pazar

Alacakaranlık Efsanesi : Yeni Ay


Orjinal Ad : The Twilight Saga : New Moon
Yapım : 2009, USA
Yönetmen : Chris Weitz
Süre : 130 dk

Fantastik edebiyatı severim, takip ettiğim seriler vardır, vampir olgusuna Lestat ile aşık olmuştum ama bu seriyi ne okudum ne de bundan sonra okumayı düşünüyorum. Çekmedi ne bileyim, benim için 2 saatimi ayırıp filmini izlemek yeterli geliyor. Bu da yetti netekim.

İlk filme tek bir cümleyle değinelim : İnsan kanına tövbekar bir vampir ailesine mensup Edward, gözleri hep yukarı bakan insan Bella'ya aşık olur ve onu kötü(!) vampirlerden korumaya çalışır. İkinci filmimizi de tek bir cümleye indirgersek; Edward Bella'ya zarar vereceğim diye onu terkeder, Bella depresyona girer, Edward Bella öldü sanınca intihara kalkışır, Bella gider onu kurtarır. Azcık daha uzatalım bakalım...

Bella, Edward'ın ailesiyle doğumgününü kutlarken elini keser. Kan kokusundan aklını yitiren Jasper Bella'ya saldırayazar, Edward bu durumda Bella'yı korumaya kalkarken aile faciasına ramak kalır. Bella'yı koruma içgüdüsü psikopatlık seviyesine ulaşan Edward, "Bu böyle olmayacak" diyerek Bella'ya "Sen bana layık değilsin, seni zaten hiç sevmedim hevesim geçti" der ve onu terkeder. Burada Türk filmlerine telif ödemeleri gerektiğini düşünüyorum zira pek klişe bizim için!


Bella da "Zaten böyle über bir vampir beni neden sevsin ki" diye hemen inanır, aylarca depresif depresif takılır, cam önünde günlerini geçirir. Bu durumdan kurtulmak için Jacob'a yanaşır, birlikte zaman geçirmeye başlarlar. Bella, kendini tehlikeye attığında Edward'ın hayalini gördüğünü farkedip salak salak işlere kalkışır, adrenalin manyağı olur. Kullanılan Jacob da kendini yavaş yavaş Bella'ya kaptırır amma velakin sonra birden bire Bella'ya sittiri çeker. Bella "Anam bu da gitti" telaşına kapılmışken Jacob'ın da aslında bir "monster" olduğunu öğrenir. Bu ne menem bir şehirdir ki herkes ucubedir, Jacob da bildiğin kurt adamdır.

İlk filmden hatırladığımız saç rengine hasta olduğum Victoria hala Bella'nın peşindedir ve sürekli birileri tarafından korunmaya abone Bella bu sefer de Jacob ve sürüsünün korumasına girer. Bu sahnelerde bol bol cıbıl kaslı esmer adam görürüz, gözümüz gönlümüz bayram eder.


Daş vampirimiz Alice, Bella'nın bir uçurumdan atladığını gördüğünde atlar geri gelir, bu esnada Bella'nın aşkından yanan ama onu uzaktan seven Edward da Bella öldü sanıp kendini öldürtmeye karar verir. Kalkar İtalya'daki Volturi denen vampir asilzadesi tiplere "Beni öldürün" der, isteği kabul edilmeyince de kendini ifşa edip idam edilmesini sağlamaya kalkar.


Bella bunu öğrenir, hemmencecik yetişir, "Ben ölmedim yiğidim" der, Edward'ı kurtarır. Volturi Bella'yı çok şey bildiği için öldürmek ister ve fekat Alice, Bella'nın vampire dönüştüğünü gördüğünü söyleyince onları bırakırlar.
Yaratılış icabı vampirleri öldüren kurtgillerden Jacob, Bella'ya kendini dönüştürtmemesi için yalvarır. İki freak arasında kalan Bella, Jacob'a onu seçim yapmaması için zorlamamasını zira zorlarsa Edward'ı seçeceğini söyler. Jacob küser gider. Biz Jacob'la empati kurup haline üzülürüz.
Edwardgiller şehre döner, Bella delinin şeyini bellediği gibi "Ben de vampir olmak istiyorum, ben de ben de!" diye tutturur, aile meclisi OK verir, Edward da Bella'dan kendisine 3 yıl zaman vermesini ister, sonra da kendisinin onu dönüştüreceğine söz verir. Finalde de bir evlilik teklifi alırız.

Efektler iyi değildi, kurtlar feciydi, Edward fazla beyazdı, Alice'in gördüğü imgelemdeki çayırlıkta koşan Edward-Bella görüntüsü rezaletti ama film iyi zaman geçirtti, gitti. Vampirliğin yüz karası olsa da vampir olma isteğimi azalttı mı, no no no!

IMDB Puanlaması : 4,4/10
La Santa Roja Puanlaması : 4/10