3 Aralık 2008 Çarşamba

Kırılma Noktası


Orjinal Ad : Point Break
Yapım : 1991, USA
Yönetmen : Kathryn Bigelow
Süre : 120 dk

TV filmlerimize devam ediyoruz, yalnız dikkat ederseniz TV filmlerimiz bile döneminin kültleşmiş filmlerinden. Kırılma Noktası'nı izlemeye başlarken daha önce izleyip izlemediğimden emin değildim açıkçası; ah bu sayısal zekam! Ortalarına doğru ise olabilecek en rezil şey gerçekleşti ve filmin sonunu hatırladım. Yine de izlediğime hiiiç pişman değilim, çünkü Kırılma Noktası basit bir aksiyon-takip-suç filmi değil. Bir kere kadın eli değmiş, tipi değişmiş.
Utah, FBI'a yeni katılmış parlak bir ajan olarak çıkıyor karşımıza. Lisede futbol oynayıp rekor filan kırmış, daha sonra dizini sakatladığı için (90 derece öne kıvrılmış ıyk) futbol hayatı bitiyor, asla profesyonelleşemiyor. O da madem bu yakışıklılıkla futbolcu olamıyorum, ajan olayım diyor. (Keanu Reeves rules)

Eski başkanların maskelerini takarak banka soyan bir grup soyguncu, ilk davası oluyor Utah'ın. Ortağı Angelo (ki kendisi Nick Nolte'ye acayip benzemektedir) bazı ipuçlarından "Ex-Presidents" isimli bu soyguncuların sörfçüler oldukları teorisini geliştirir. Bunun üzerine Utah, "sörf öğrenmek isteyen genç" kılığıyla çetenin arasına sızmaya çalışır. Aradığı çetenin onlar olduğunu anlamadan önce Bodhi (ki kendisini garip vücutlu Patrick Swayze canlandırmakta) ve arkadaşlarıyla kanka olur, Bodhi'nin eski sevgilisi Tyler'a da abayı yakar.

Lakin acı gerçek ortaya çıkıp yeni arkadaşlarının aradığı adamlar olduğunu öğrendiğinde onları yakalamaya çalışmaktan da geri kalmaz. Böyle görev bilinçli bir insan olan Utah, yine de Bodhi'yi vurabilecekken vurmaz ve bize aralarında duygusal bir bağ olduğunu cümle aleme gösterir. Bodhi bunun üzerine Terry'i kaçırtır ve yapacakları son vurgunda Utah'ın işlerine karışmasını önler; dahası Utah'ı da Terry'i öldürme tehditiyle bizzat soyguna katar.

Her seferinde 90 saniyede içeri girip bankolardaki parayı alıp dışarı çıkan çetenin, bu son vurgunda Bodhi'nin gaza gelip kasaya yönelmesi üzerine işler karışır. Polisler, soyguncular ölür, Bodhi kaçar ama kendini suçlar, Utah onun peşini bırakmaz ama Tyler'a birşey olur korkusuyla ona dokunamaz. Sonunda Bodhi paralarına, Utah da Tyler'ına kavuşur. Aralarındaki hesap bu kadar kolay kapanabilecek midir?

Filmi izledikten sonra sörf ya da paraşütle atlama yapmaya heveslenmeyecek insan tanımıyorum. Görüntüler o kadar davetkar. Adrenalin bağımlısı ve düzen karşıtı gençlerin yaşadıkları size çok çekici geliyor elbet, ama Utah da moron polis görünümünden çok uzak olduğu için iki arada bir derede kalıp hangi tarafı tutacağınızı şaşırıyorsunuz. Sıradan bir macera filminden öte, felsefesi ve anlatmaya çalıştığı bir derdi olan bir film. Akılda en çok kalan sahneleri ise elbet sörf sahneleri ve Utah'ın uçaktan paraşütsüz atlayıp havada Bodhi'yi yakalaması.
Filmin orasında burasında 1-2 dk gözümüze çarpan Anthony Kiedis, Tom Sizemore ve Scrubbs'ın süper doktoru John C. McGinley de bonus.

IMDB Puanlaması : 6,7/10
La Santa Roja Puanlaması : 6,9/10

3 yorum:

turumcu dedi ki...

Bişi soruciim, puanlama yaparken ondalık değerleri neye göre değerlendiriyorsun aceba? Yani bu film neden 6,6 değil de 6,9 aldı senden? İnce ayarcı seni :P

La Santa Roja dedi ki...

Beğenime göre veriyorum kızım, endeksim var benim :p

Sera dedi ki...

Keanu'nun rolü ilk başta Johnny Depp' teklif edilmiş.