20 Nisan 2009 Pazartesi

Günışığı Temizleme Şirketi



Orjinal Ad : Sunshine Cleaning
Yapım : 2008, USA
Yönetmen : Christine Jeffs
Süre : 102 dk

Bu sene protesto ettiğim IKSV'ye turumcu'da bulunan fazla bilet sayesinde tek filmle iştirak etmiş bulunuyorum, protestomun "Tavşan dağa küsmüş" durumundan öte olmadığını düşünmeye de başladım bile. Bu seneki programın %40'ı bile bu film ayarındaysa başımı dağlara taşlara vurma vaktidir.

Lisede amigo kızların lideri olan popüler Rose, büyüdüğünde sweet heart'ı Mac'le evlenememiş fakat hala haftanın belirli günleri buluşup işi pişiren, Oscar isimli sorunlu çocuğunu tek başına yetiştirmeye çalışan ve evleri temizleyerek para kazanan bir kadın haline gelmiştir. Tam bir American dreamgirl iken loser'a dönüşü görebileceğimiz Rose, Oscar'ı okulunda bir sürü problem çıkarmasının ardından üstün zekalı çocuklar için özel bir okula göndermeye karar verir. Fakat bunun için paraya ihtiyacı vardır, çook paraya. Karısı öldükten sonra iki küçük kızı Rose ve Nora'yı büyüten babaları Joe'nun parlak(!) fikirleri de işe yaramaz.

Bir polis olan eski sweet heart, laf arasında cinayet, intihar gibi kanlı olaylardan sonra mekanı temizleyen insanlara acayip paralar verildiğini söyler ve Rose hemmen bu işe atlar. Rose'un "sevimli sakar" olarak da nitelendirebileceğimiz, sorumluluk fukarası kızkardeşi Nora ile birlikte çalışmaya başlarlar.

İlk zamanlar tam bir fiyasko olan ikili, temizlik malzemeleri satan dükkanın tek kollu sahibi Winston'un yardım ve yönlendirmeleri sayesinde gerekli eğitimler, sertifikalar, malzemeler arasında temizlik işinden iyi para kazanmaya başlarlar.

Winston ile Rose arasındaki yakınlaşma inkar edilemez duruma gelir, bunun sonucu da Rose hiç kurtulamadığı eski aşkını terk edecek gücü kendisinde bulur.

Lakin Rose'un eski lise arkadaşlarıyla yüzleşmeye karar verdiği bir gün Nora'yı tek başına işe göndermesiyle işler çok fena ters gider ve temizlemek için anlaştıkları ev yanar. Rose Nora'yla kavga eder, "Öldüm bittim yandım" modunda tekrar temizlik işine döner, karşı dağları yakar. Herşey bitmiş gibi görünürken cefakar babamız Joe evini satıp Rose'la tekrar temizlik işine girer, Nora da arabaya atlayıp özgür kız olarak takılmaya başlar.

Filmin olay örgüsü ve işleyişi çok akıcı ve eğlenceli olmakla beraber çat diye bitmesi hafif de olsa bir tatminsizlik yaşatmadı değil. Ana hikayenin yanı sıra süregelen ufak yan hikayecikler leziz. İki kız kardeşin küçük yaşta kaybettikleri annelerine duydukları özlemi, hayranlığı, merakı ve kırgınlığı çok güzel aktarabilmiş. Eğlenceli ve izlenesi bir film diyebilirim.

IMDB Puanlaması : 7,5/10
La Santa Roja Puanlaması : 7,2/10

11 yorum:

Travis dedi ki...

festivalde gitmek isteyip de gidemediğim film olmuştur kendisi..

La Santa Roja dedi ki...

Kayıp olarak nitelendirilmeyi hakediyor.

Canselmo dedi ki...

Biraz okuyunca enteresan dedim ama Amy Adams'ı görünce kesin izlemem gerektiğini anladım. Ne tatlı bir hatundur o öyle. Crank: High Voltage'da izledim geçen, gene başımızı döndürdü seksi seksi..

Canselmo dedi ki...

Öff gene yaptım ya! Amy Adams'la Amy Smart'ı karıştırıp duruyorum! Benim bahsettiğim Smart olan. Gerçi filmi gene de izleyeceğim.

La Santa Roja dedi ki...

Aramızda bir Amy'nin lafı mı olur Can, da fotoğrafları göre göre nasıl karıştırdın yau :D

Canselmo dedi ki...

Sorun o işte fotoğraflara pek bakmadım. :D

öz dedi ki...

Little Miss Sunshine'dan sonra beğenebilir miyim acaba diye merak etmiştim ama ezilmemiş altında. Amy Adams ve Alan Arkin'in oynadığı her film izlenmeli zaten.

La Santa Roja dedi ki...

Bence de ezilmemişti ama sanki azcık pat diye bitti. Belki de doyamamışlıktır bu ;)

Berpikir dan Berjiwa besar dedi ki...

woow nice friends.... success for you

Abrek dedi ki...

son iki resimdeki zooey deschannel değil mi?

La Santa Roja dedi ki...

Bu fotoğrafların hepsi bu filmden alıntı, filmde de Zooey oynamıyor. Emily Blunt o, ama benziyor haklısın.